5 Şubat 2011 Cumartesi

Balıktı, Kısa ve Uzun Süreli Bellekti ve derken Ulan bu memleket adam olur mu H.M.?

Bugün bilimsel bir yanlış anlamayı düzeltmek gibi ulvi bi amaçla yazıyorum. Bu memleketin insanlarını çok yanlış anladık, artık buna dur deme zamanı.

Bilimsel metin geleneğini koruyarak başlayalım, önce hipotezi yazalım.
H1 hipotezi: "Bu millet balık hafızalıdır"
H0 hipotezi: "Bu milletle balık hafızası arasında anlamlı ilişki yoktur."


Bilim adamlarına sordum, işiniz gücünüz yoktur şimdi siz balıkların da hafızasını araştırmışsınızdır diye, ama bulduğum makaleler fazla bilimseldi -beyinde kimyasal hareketler vs diyodu- anlamadığım için bu konuda literatürü özetleyemeyeceğim.. Ama balıklara büyük ayıp yapıldığını anlayacak kadar da balık literatürüne hakimim artık. Nemo yalanmış arkadaşlar!

Her ne kadar balıkların kısa süreli bellekleri ile ilgili özel bi araştırma bulamasam da balıkların göç yollarını, saldırı anında saklanılacak yerleri vs öğrendikten sonra yıllarca akıllarında tutabilecek kadar aklı başında olduklarına dair yazılanlardan, balıkların kendilerine yetecek kadar kısa süreli bi belleğe sahip oldukları çıkarılabilir. Uzun değil, istirham ederim, kısa. Neden, çünkü kısa süreli bellek bilginin ilk depolandığı yer olup, orada işlenip "ha bu bana sonra lazım olur" diye uzun süreli belleğe atıldığı yer.

Balığımın hafızası var mı yok mu?
Bi de avrupalı çok modern, araştırıyo, ya ilkokul ya ortaokul öğrencisi gıcık oldum, hani bu sene sonu projeleri oluyor ya bunların, evdeki balığı ile bi deney yapmış!! Balığına yem vermeden önce legolarını atmaya başlamış akvaryuma, annesi de "çekil lan oradan, kırdın kırdın" dememiş, çocuk deneyi sıhhatle bitirmiş. Sonunda balık kırmızı legoyu görür görmez yem noktasına yüzmeyi öğrenmiş, diğer renkteki logolarda çocuk yem atmayarak ne kadar tutumlu olduğunu göstermiş oluyo hem. Neyse koşullama meselelerine girmezsek, deneyin sonucundan şunu çıkarabiliriz: insanoğlu zalimdir, kendi türüne yüzyıllardır gereksiz bi yığın bilgiyi öğrenme zorunluluğu getirerek işkence etmekle yetinmemiş, balıklara da logo mogo abuk subuk şeyleri öğretmeyi başarmıştır.

Balık konusunda netleştik sanıyorum (artık bu hayvancağıza lütfen haksız hakaretlerde bulunmayalım), memleketim insanına gelelim. Bu memeli tür ortaya çıktığında eminim antropologlar çok heyecanlanmıştır ama bizim bu göçebeler bazı konularda gerçekten biliminsalarını hayalkırıklığına uğratacak kadar barbardılar. Ama o hırsla bilim intikamını alır gibi yok balık hafızalı bunlar, yok uzun süreli hafızalarında hiçbi şey kalmıyo felan dedikoduları çıktı. Külliyen yanlış. Bunu da cesur bi haber programı sayesinde öğrendik. Daha yeni yapılan referandurumu soran muhabire memleket insanım "evete oy attık diyerek" hepimizi aydınlattı. Aynı muhabir arkadaş bilimsel bi eğitimden geçseydi, hemen oy sandığından sonra sorardı aynı soruyu ve görürdü ki bizim insanımız kısa süreli hafıza sorunları yaşıyor.

Kısa Süreli Bellek ve Beyin
Bellek çalışmalarında H.M. diye tarihe geçmiş bi insan vardır. Kanadalı bu arkadaş şiddetli epilepsi hastasıdır. Psikopat bilimadamları bu arkadaşın acısını fırsat bilip temporal lobundan bi bölgeyi ameliyatla çıkarmışlardır. Garibim, epilepsi krizlerinden kurtulur ama belleği ziyan olur (aklıma geldi şimdi, Yalçın Küçük hocam RTveEnin de epilepsi hastası olduğunu söylüyo, keşke bu ilk tarihi operasyon onda denenseydi, tüm memleket kurtulurduk valla). Adamcağız kısa süreli belleğinde bilgileri hepimiz gibi uygun bi süre saklayabildiği halde, uzun süreli belleğine bi türlü atamaz olmuştu. Dolayısıyla ameliyat sonrasında H.M. yaşadığı ya da öğrendiği hiçbir şeyi hatırlayamaz olmuştu. Her sabah daha ameliyattan yeni çıktığı günü yaşıyordu.

36°-42° Kuzey enlemleri, 26°-45° Doğu boylamları
İşte bizim bu memleket insanı da temporal lobuna ağır bi "darbe" almıştır zamanında, ondan müzdariptir. Bi cehennem zebanisi tarafından cehennemin en orijinal işkencesine tabi tutulmuş, aynı günü sonsuza kadar yaşamaya mahkum edilmiştir. Yeni bilgileri eskileri ile ilişkilendiremeyen, dolayısıyla öğrenme becerisinden yoksun bu sakatlanmış varlık artık kriz geçirip sokaklara dökülmese de varlığındaki eksikliği ruhunun en derinlerinde hissetmekte ama ona da bi anlam verememektir. Temporal lobumuzu geri istiyoruz diye dövizler hazırladım, bilimsel kayıtlara geçsin lütfen. Aktivist bilim insanı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder