12 Eylül 2011 Pazartesi

Hayat ve Kötü Oyuncular

Oğuz Atay'ın Tehlikeli Oyunlar depreminden yeni çıktım, sağ kurtulabildiğimi iddia etmeyeceğim. Aklıma, ruhuma rengini çaldı Hikmet, artık yakamı bırakmaz. Kitabın sonlarına doğru daha yeni alışmıştım ona ve su gibi akıyordu sayfalar.

İçimde en çok yer eden kısmı Hikmet'in Hüsamettin Albay'la yaptığı konuşmaları Sevgi'nin evinde bir küçük kalabalığa anlatış bölümü.

'Oyunlar,' dedi, 'Oğlum Hikmet, gerçeğin en güzel yorumlarıdır. Bizim gerçek dediğimiz şey de, bazı güçlükler yüzünden iyi oynamayan oyunlardır.' Neden gerçeklerden kaçtığımı ben de böylece anlamıştım.

Bana düşen ya da kendimin gönüllü olduğu rollerden hiçbirini doğru düzgün oynayamamış kötü bir oyuncu olduğumdan o "bazı güçlükler" tanımlaması bir açıklama getirdi sanki çarpık varlığıma. Eğer prova yapma şansım olsaydı, bir tiyatro hocası tutmuş olsaydım ya da biraz sonra yaşanacakların metni elime verilseydi ben de kendimi daha iyi oynayabilirdim belki :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder